19 Nisan 2015 Pazar

Hedeflerle yaşamak...

Düşünüyorum da; bir terslik var gibi geliyor bana...

Hani bundan on - onbeş yıl önce zararlı ve yasak olan yiyeceklerle ilgili durum şimdilerde değişti ya, zavallı yumurta için neler okumadık ki yıllarca. Ya garibim tereyağı...

Aynı şey bazı fikirler için de geçerli bence...

Son zamanlarda neredeyse heryerde bir “hedeflerle yaşamak” konusudur gidiyor. İşin hoş tarafı bende çok konuşuyorum seminerlerimde bu konu hakkında, hatta en ateşli savunucularından da biriyim. 
Bu bir fikrim değişti itirafı değil yanlış anlaşılmasın lütfen.  

Hedeflere sahip olmak pek tabiiki çok önemli ama ben diyorum ki; herkes kocaman hedefler peşinde koşmak zorunda değil, sanki şimdilerde insanlara bu monte ediliyor gibi.

Oysa ki; önemli olan insanların kendilerine karşı açık ve dürüst olabilmelerini, hayatlarının sorumluluğunu alma konusunda  istekli olabilmelerini sağlamak.

Öte yandan   bu sonuç odaklılık ve hedeflerle yaşama felsefesine o kadar kilitleniyor ki bazıları   “insani”   değerler neredeyse iyice arkaya itiliyor. O hep örnek aldığımız “gelişmiş” ülkelerin artık terketmeye başladığı  “neye mal olursa olsun”   yaklaşımı bizde hala moda...

Başarının algılanışını değiştirmekle başlamak, başarıyı başkalarının çerçevesinden özgürleştirmek lazım. 

Başarı, aslında kişinin kendini mutlu hissettiği anla özdeş olmalı değil midir? 

Babasının istediği okulu bitiren kişi bu okulu bitirdiği için başarılı mıdır? Yoksa, bu okul kendi bitirmeyi istediği okul olmadığı için başarısız mıdır? 

Peki mutlu mudur? Babasının hayalini gerçekleştirdiği için evet diyorsunuz değil mi... Ya kendi hayali, e onu da ileride kendi oğlu gerçekleştirir canım, çocuklar ne içindir zaten değil mi... 

Çok mantıklı cevaplar verdiğinizi  duyar gibiyim, zaten iş konuşmaya gelince hiçbirimiz mangalda kül bırakmıyoruz, mühim olan başımıza geldiğinde ne yaptığımız oysaki. 
Kendimize dürüst olalım başımız taşa dokunduğunda bu kadar sakin düşünemiyor, bu mantıklı açıklamaları kendimize sıralayamıyoruz. Çok da haklıyız,  zor çünki...

O zaman hayatı ve kendimizi algılayışımızda daha köklü değişiklikler yapmak lazım diyorum. 

Tabiiki zor... Onun için bu konu hakkında daha çok düşünmek, yazmak, çizmek gerek...  
A.Nuray Ayaroğlu
İstanbul, 2006

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder